Ayşenur bu süreci şöyle anlatıyor: “Ben işin okulunu okuduysam hakkını vermeliyim diye düşündüm. Önce usta yardımcısı olarak çalışmaya başladım, ilk başlarda tornavida, anahtar hepsi bana çok yabancıydı. Sonrasında malzemelerin takılması, sökülmesi, kablo bağlantıları gibi detayları öğrendikçe işe hâkim olmaya başladım. Çalışma arkadaşlarımın birçoğu erkek olduğu için bana dayanamaz ve işi bırakır diye baktı. Ama onların bu bakış açısı benim işime tutunmam için beni daha çok motive etti. Bu süreçte zorlandığım çok zamanlar oldu. 17 yılın sonunda artık işe yeni başlayan arkadaşlarımıza işleri ben öğretiyorum. Tek kadın mavi yaka çalışan ben olduğum için tüm atölyelerde sıcak karşılanıyor ve tanınıyorum. Dışarıdan gelen insanlar çok şaşırıyor, birçok çalışma alanında kadınları görmeye alışığız ama enerji sektöründe sahada kadınları göremiyoruz. Kadınlar her alanda çalışsınlar, çekinmesinler.
Bu süreçte yöneticilerim ve ustalarım sağ olsunlar hep destek oldular, ama en çok da babama teşekkür etmek istiyorum. Birçok insanın ön yargısını kırarak kadınların da her alanda çalışabileceği algısını babam yerleştirmiş olmasaydı ben bugün burada olamazdım. Her zaman arkamda durduğu için kendisine minnettarım. Hiçbir kadın korkmasın, kadınlar çok güçlü yeter ki istesinler, gelsin çalışsın herkes ayaklarının üzerinde dursun.”
Ayşenur Türkiye’de kadın mavi yaka olarak çalışmayı “zor ama zoru başarmak bir o kadar da keyifli” diye nitelendirirken Ayşenur’un çalışma arkadaşlarına erkek egemen atölyelerde kadınlarla çalışmayı sorduğumuzda Mevlüt Çimen, Ayşenur’la çalışmanın kendileri için de bir çok şeyin değişmesine vesile olduğunu vurgulayarak; “daha önce hep erkeklerle çalıştığımız için atölyede kadın bir işçi ile çalışmak bize çok garip geldi, zamanla alıştık, kendimize de dikkat etmeye başladık, sistemin zorluklarına rağmen Ayşenur çok güzel adapte oldu, zamanla şunu fark ettim ki kadınlarla aynı ortamda çalışmak ortamın da olumlu yönde değişmesine vesile oluyor. İnsan kendine, sözlerine, tavırlarına daha dikkat ediyor. Umarım diğer atölyelerimizde de kadın çalışanları görürüz. Ayşenur arkadaşımız çalışkan, yardımsever ve özverili birisidir. Onunla çalışmaktan gayet mutluyuz” diyerek kadınların iş hayatının her alanında olması gerektiğini, dönüşüme olan katkılarını da ifade ediyor. Aynı atölyede çalışan Mehmet Kocabaş ise Ayşenur’un birçok kadına da örnek olduğunu belirterek; “Ayşenur ile çalışmak keyifli, 2008 yılından beri birlikte çalışıyoruz, cinsiyetin bizim için bir önemi yok, üretime katkı sağlayabilecek herkes her yerde çalışmalı. Ayşenur da en güzel örneklerinden birisi bence çevresindeki birçok kadına da örnek oluyor. Evet kadın olarak ilk başlarda yadırgansa da artık o bizim omuz omuza ürettiğimiz çalışma arkadaşımız, umarım uzun yıllar birlikte çalışmaya devam ederiz. Kendisine başarılar diliyorum” diyor.
“Üretimin içinde olmanın hazzı hep motive kaynağım oldu” diyen Ayşenur, şimdiki hedefini de kendisi gibi kadın mavi yaka çalışanlar yetiştirmek olduğunu dile getiriyor. Bizler de Yatağan Termik’te Ayşenur gibi göğsümüzü kabartacak kadınların çoğalmasını diliyoruz.
