Tandır ise hala yaşadıklarının etkisinde olduğunu belirterek; “Ormanlarımız, hayvanlarımız, insanlarımız, köylerimiz, evlerimiz yanarken başka ne olabilirdi ki... Parmağınızın ucu yandığında çektiğiniz acıyı düşünün. Canlılar yandı, yanarak öldü, kül oldu. Bize düşen görev ise sahaya inip kurtarabildiklerimizi hayatta tutmaktı” dedi.
Bizler de çalışma arkadaşlarımıza göstermiş oldukları özveriden dolayı kendilerine teşekkür ediyor bir daha böyle felaketlerin yaşanmamasını diliyoruz.
(Taşkın Yaşa ÇATES İtfaiye Şoförü ) Muğla ili yangın bölgelerine destek için 2 Ağustos günü görevliydik. Bölgeye ulaştığımızda orman arazisi üzerinde gökyüzünü kaplayan duman, durumun ne denli vahim olduğunun apaçık göstergesiydi. Kurulan Afet Koordinasyon Merkezi’ne ulaştığımızda destek sağlayacağımız bölgeye yönlendirildik ve dahil olduğumuz ekiplerle ÇATES İtfaiye Ekibi olarak mücadeleye başladık. Arazi koşulları alevlerin yayılmasını hızlandırsa da sivil toplum örgütleri ve ekiplerin desteğiyle, havadan ve karadan sürdürülen bu mücadelede, ÇATES İtfaiye ekibi olarak vermiş olduğumuz mücadelenin haklı gururunu yaşıyoruz. Emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz.
( Oğuz Kaan Küçük ÇATES İtfaiye Çavuşu) Muğla ili yangın bölgesine 2 Ağustos’ta ekibim ile intikal ettik. Sosyal medya ve basında şahit olduğumuz kadar konuya hakimdik. Ancak göreve başladığımızda basına ve sosyal medyaya yansımayan, şehre yayılan yanık kokusu ve üzerimizi kaplayan duman bulutları olayın acı tablosunu yüzümüze vurdu. Orman işletmeleri personelleri ile eşgüdümlü olarak, koordinasyon merkezlerinden verilen yetkilere göre, belirtilen bölgelerde yangınlara müdahale etmeye başladık. O sırada acı tablo ile yüz yüze karşılaşmış olduk. Her zaman doğası ve denizi ile özdeşleştirdiğimiz Muğla bu defa bizde kötü anılar bıraktı. Örneğin, Ören ilçesi Fesleğen bölgesine görevlendirildiğimiz sırada, aracımızın önünde seyir eden orman arazözünün yolda bir kaplumbağa bulduklarını fark ettim. Sağı solu yanmış ormanlık alandan kendini korumak için yola bırakmıştı. Normal şartlarda bir kaplumbağanın kabuğuna dokunsanız, kendini kollamak için kabuğunun içine çekilir. Ancak bizim bulduğumuz bu kaplumbağa, kabuğuna çekilmek yerine kafasını yukarı doğru dikerek onu eline alan personele bakıyordu. Gırtlağı sürekli oynuyor sanki su verin diye yalvarıyordu. Bana birisi sorsa hiçbir hayvanı konuşurken gördün mü diye, o kaplumbağayı anlatacağım. Bir daha yaşanmaması dileği ile...
Bizler de Yatağan Termik Enerji olarak ÇATES İtfaiye Ekibine gönülden destekleri için teşekkür ediyoruz.